3 Ekim 2012 Çarşamba

FERZAN ÖZPETEK HAMAM FİLMİ..

 Beni bu piyasayla tanıştıran makyöz arkadaş bu sefer HAMAM filmine yolladı beni. Görüşmeye gittiğimde festivalden, ödülden bahsedildiğinde kısacası korktum ve acemi olduğumu söyledim. Önemli olmadığını, İtalyan makyöz olacağını ve benim asistanlık yapacağımı söyleyip, başlama tarihinde, ilk gün, Pera Palas Oteli' ne gelmem söylendi.
Elimde küçük çantam, ufak tefek malzemelerimle otelin kapısından içeri girdim.. Herkesin İtalyan olduğu sette, bir tercüman ve bizim oyuncuların olduğu ekip, set hazırlıklarıyla koşuşturuyordu. İtalyan ekibinde çalışan gençler uzun saçlı, dövmeli deri eldivenli, tim gibi çocuklardı.
Şaşkınlıkla onları seyrederken, kim olduğumu sorup beni makyaj odasına götürüp İtalyan makyözle tanıştırdılar.. Odaya girdiğimde, şaşkınlığım odadaki malzemeleri görünce bir o kadar daha arttı. Ben diyeyim 10, siz deyin 20 koli, sıfır, açılmamış, içlerinde Chanel, Dior ve bildiğimiz en ünlü makyaj malzemeleriyle dolu bir sürü şey vardı.. Bir kolilere, bir benim çantaya baktım, dedim "kızım sen ufak ufak kaç git burdan" Tam kalkıyorken gene kendi kendime '' nereye gidiyorsun ? yok kaçmak senin çalışmaya ihtiyacın var, 2 çocuk, ev kira, faturalar :(( usulca kolilelere bakıp,bu  kadar malzemeden elbet bende kullanabilirdim. Ayrıca settekiler ışıklı kocaman makyaj aynasını benim için taşıyorlardı, bir de dillerini anlasaydım :)

İlk büyük işim işte böyle korku, şaşkınlık, panik içinde Taksim Pera Palas' ta başlamış oldu.. Sanki çekimler İstanbulda değil de, İtalyada çekiliyordu. Tercüman kıza değil birşey sormak yanına yaklaşılmıyordu yoğunluktan.Gitgide insanlara ısınmaya, kaynaşmaya başlamıştım. Sette durduğum zaman makyöz ter almam için beni itip, gitmem gereken yerlerde engelliyordu, acemi oldığumu anlamış bir de gülüyorlardı :( Neyse ben bizim oyuncuların makyajını yapıyordum ve sorun yoktu makyajdan yana..

Setteki bir anımda şöyle olmuştu.. Sanat yönetmenleri eski bir ev çekimi için günlerce Tepebaşındaki bir eve yıllardır kullanılmamış bir hale getirmek için günlerce uğraştıktan sonra hazır hale getirip bizi çekim için bekliyorlardı. Servise binip evin önünde indik.. Işıkçılar seti hazırlamak için faliyete geçtiler. Hazırlık uzun süreceği için bende evi şöyle bir gezeyim dedim. Eski bir vitrinin içinde, yıllardır tozdan artık üstü görünmeyen resimler vardı ve ben yavaş yavaş yaklaşıp, tozları şöyle  bir üfleyip elime almış bakarken, üstüme doğru iki kişinin bir koşması vardı ki noluyor diye ödüm koptu, meğerse o tozları günlerce uğraşıp kendileri yapmışlar :) Ne bileyim bende bir anda hepsini silip süpürmüşüm :( Olan olmuştu ve yerin dibine girmiştim... Ama bu hatalar zamanla düzelip, üstüne üstlük makyözden İtalyaya gelip onun asistanlığımı yapmamı için teklifte bulundu, fakat erken gelen bu teklifi tabiki değerlendiremedim.. İşte şimdi geriye bakınca bende gülüyorum bu yaptıklarıma :)) Acemilik işte....

Şimdilik bu kadar..
Hoşçakalın..


Halil Ergün


İtalyan makyöz Gaya ve Başak Köklükaya

Gaya


İtalyan Oyuncu

İtalyan Oyuncu

2 yorum:

  1. Türk kadını titiz olur vesselam:)Tozları süpürme anınıza çok güldüm:))
    Bu arada resimler içinde en "artist" ve en "italyan" görünen sizsizni, elinizde makjaj malzemesi Halil Ergün'ün başında dururkenki pozunuz olmasa makjözün siz olduğu hayatta aklıma gelmezdi. Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim cnm güzel bakışınız ve yorumunuz için:)

      Sil

O güzel yorumlarınız için teşekkürler ;)